Friday, December 02, 2011

Eskilerden

Bir arkadaşımın panik adlı yazısından esinlenerek yazımışım bu yazıyı...


"En azından miyet hanım siz böcek gördünüz, yani sizin durumuz da kötü benimki sizinkinden kötü . : (
Ama ben Miray olarak kendim kaşındım, evimin buradaki ışıkların orada böle bir üçgen adadık var, ben de karşıdan karşıya geçerken oradan geçmek zorundayım, şimdi genelde kuşlar kediler var orada ay ay ne güzel cikliyorlar hayat ne güzel diye geçerim oradan, ama geçen gün orada bir fare gördüm, bildiğimiz lağım faresi (ayyh şimdi bile içim bir hoş oldu) "aaa fare ne şirin!?!" dememe kalmadan bana zıt yönde duran fare depar atarak birden üzerime gelmeye başladı, evet ben bu durumda ne mi yaptım, aaaiiy anneciim fareei ıyyy bööö diye bağıraraktan koşmaya başladım hop hop çığlık çığlığa arkama bile bakmadan, sonra münübüse bindim. Minibüste fare ne gezer ama bir kere korkmuş ben ayaklarımı yere koyamadım, tabii ki tünedim o koltuğa gergin bir şekilde, günümün geri kalanında ise sağa sola baka baka yürüdüm.

Gelelim ikinci çığlığıma, akşam babası beni yemeğe çağırdı, eh gittim ve yedim mamayı sonra eve dönme yolumdayım, daha doğrusu apartmandan yeni çıktım, tam da kapının önünde çöp konteyneri ve kapağı açık, eh tabiki yurdum kedileri dalar içine. Kedi mi benden korktu ben mi kediden bilemem ama o cici kedi, bir sıçradı ben de bir güzel çığlığı bastım korkudan. Kedicik de konteynerin içine kaçtı, böle korktuk ikimiz birbirimizden, çığlığımı duyan babadan "ne oldu tepkisi geldi, "ehu baba kedi korkuttu beni" diyebildim, ve bir yudum su içtim.

Bu aralar çok korkar oldum yahu ben, yok belki de üst üste geldi korktum."

2007-07-13 00:47'de aslını yayımlamışım. (haha yayıncı gibi hissettim kendimi)

Kopyala yapıştır stayla, yeniden sizlerle.

Haydi, hepinize iyi sabahlar.

No comments: