Bir arkadaşımın panik adlı yazısından esinlenerek yazımışım bu yazıyı...
"En azından miyet hanım siz böcek gördünüz, yani sizin durumuz da kötü benimki sizinkinden kötü . : (
Ama
ben Miray olarak kendim kaşındım, evimin buradaki ışıkların orada böle
bir üçgen adadık var, ben de karşıdan karşıya geçerken oradan geçmek
zorundayım, şimdi genelde kuşlar kediler var orada ay ay ne güzel
cikliyorlar hayat ne güzel diye geçerim oradan, ama geçen gün orada bir
fare gördüm, bildiğimiz lağım faresi (ayyh şimdi bile içim bir hoş
oldu) "aaa fare ne şirin!?!" dememe kalmadan bana zıt yönde duran fare
depar atarak birden üzerime gelmeye başladı, evet ben bu durumda ne mi
yaptım, aaaiiy anneciim fareei ıyyy bööö diye bağıraraktan koşmaya
başladım hop hop çığlık çığlığa arkama bile bakmadan, sonra münübüse
bindim. Minibüste fare ne gezer ama bir kere korkmuş ben ayaklarımı yere
koyamadım, tabii ki tünedim o koltuğa gergin bir şekilde, günümün geri
kalanında ise sağa sola baka baka yürüdüm.
Gelelim
ikinci çığlığıma, akşam babası beni yemeğe çağırdı, eh gittim ve yedim mamayı sonra eve dönme yolumdayım, daha doğrusu apartmandan yeni
çıktım, tam da kapının önünde çöp konteyneri ve kapağı açık, eh tabiki
yurdum kedileri dalar içine. Kedi mi benden korktu ben mi kediden
bilemem ama o cici kedi, bir sıçradı ben de bir güzel çığlığı bastım
korkudan. Kedicik de konteynerin içine kaçtı, böle korktuk ikimiz
birbirimizden, çığlığımı duyan babadan "ne oldu tepkisi geldi, "ehu baba
kedi korkuttu beni" diyebildim, ve bir yudum su içtim.
Bu aralar çok korkar oldum yahu ben, yok belki de üst üste geldi korktum."
2007-07-13 00:47'de aslını yayımlamışım. (haha yayıncı gibi hissettim kendimi)
Kopyala yapıştır stayla, yeniden sizlerle.
Haydi, hepinize iyi sabahlar.
No comments:
Post a Comment