Thursday, May 31, 2007

kopi peyst blog hihi :)

Efendim şimdi burcu hanim yazmıştı aslında bu blog'u ama ben böle onu kızdırdım, sonra o sildi, yane kızdırmak istememiştim, "aa ben yazacaktım bunu" dedim, ama biraz garip dedim, her zamanki gibi... neyse sonra kaynaştık barıştık güldük baya bir ağlanmayacak halimize...

--------------------- ----------------------

Wednesday, May 30, 2007
mimi'den inciler vol.1

varan biiiirrrr: "ben bazen uyudugumun farkina varmiyorum"(sözlü olarak dile getirilimis ve gecenin bi yarisinda gülme krizine neden olmustur)

varan ikiiiiiiiii: "anane biz bu torbalarla (balkondaki bos posetleri kastederek) torbaci dükkani acabiliriz (sadece düsünce olarak kalmis, ananeye söylenmemis ama daha sonra bana itiraf edildiginde bir baska gülme krizini de beraberinde getirmistir)

tori amos-1000 oceans

Labels: pot kirmak bir sanattir

posted by ainerielancalimea @ 12:09 AM 0 comments


------------------- -------------------------

Şöyle bir olay var, hani bu dediklerim hayatımda bir ilk olsa gerçekten şaşırırdım kendi dediklerime, ama geçmişim böyle cümleler ile dolu, kaç yaşıma gelmiş ben hala bir anda aklıma birşey geldiğinde heyecanla "fikrime bişiy geldi" derim, ayıklanmamış hamsi kızartmış olan anneme "ama anne bu hamsiler hamile", yolda giderken yabani çiçekler için "yaa bu çiçekler ırsi mi?" .... gibi. Böyle cümle kurmak da bir başarı sanırım.

dinlendi: Rosemary's Grandaughter - sarah evans

yeniden merhaba blog'cuğum

Efendim biliyorsunuz, siz de farkındasınız uzun zamandır yazmamaktayım sevgili blog'cuğum pink'im attitude'uma... Açıkçası yazacak çok şey var yane, ama can bu işte bazen hiç bişiy yapmak istemez...

Zep Hanım Kızımız da blog yapmış bizi kıskandı çünkü, şuradan görebilirsiniz sevgili sayfasını... Güzel güzel yaz e mi hanım kızım, ileriki günlerde çalışma ve gezmeye gittiğin amerikadan da yaz bize, hatta mektup atabilirsin, söliim de unutma.

Havalar da çok sıcak gidiyor, ama demin bir anda kapadı belki yağmur yağar, anime izlemeye büyük bir heyecanla devam ediyorum, eveet Naruto'yu bitirdim hatta Naruto Shippuuden'e bile başladım, Death Note, Bleach de cabası, bu kadar çok japonca anime izleyince bir çok tepkim de japoncalaşmaya başladı, belki 3 - 5 sene sonra ben de japoncayı öğrenmiş olurum, motto motto anime!

Neyse sevgili okuyucularım gelelim asıl yazacaklarıma hihihi...
Miray'dan İnciler Başlikli Blog'umuza:

* evet böyle bir başlık altında yeni bir blog açabilirim, çok fazla potansiyelim var bu konuda
* içeriği mi ne olacak; özenle üretilmiş miray cümleleri ve potlar, arada düşünce olarak kalmış söylenememiş sözler de olabilir.
* bu fikir çekirdek diyen hanımın yazıp da sildiği post sayesinde geldi...(haha çekirdek sen silmiş olsan bile ben onu çooooktan kopi - peyst yapmıştım ve birazdan gerçek kopi peyst yapacam buraya ta ta taaam)

Hayatım nasıl gidiyor diye de merak ediyorsanız söyleyeyim;
insanlar gerçekten çok garipler diye düşünmeden edemiyorum bu aralar, hakkaten yane ben insanların bana yaptıklarını yapamam, onlar gibi davranamam, enteresan vallahi, aman yaaa işte bunu da yazayım dedim.
İnsanlar hakkında böyle düşünmem dışında okul işini bu dönem yan etkilerden dolayı fazlaca sallamış bulunmaktayım, ama tabiki geçeceğime inaniyorum, düşünüyorum (The Secret RuLeZ!!!)
Evet evet the secret'ı ben de izledim, bir tane daha vardı onu da izleyecem, bakalım o ne etki yapacak...
Birşeyler değişti, böyle daha bir az huysuz olmaya başladım, huzurluyum ne olursa olsun eskisi gibi takmıyorum.
Geçen gün çekirdek diyen hanım bana bir laf etti bir sinir anında. (arada stress topu görevünü de görüyorum ben) Hakkaten dediği böle dank diye beynimin içine işledi! Evet pro-elephant hafızalı unutmamıştır umarım dediği lafı, unutmaz zaten o, herşey hep aklında.

Dinlenen Müzikler: arada çok şarkı değişti hatta seven days in sunny june bile çaldı, şimdi ise the gathering souvenirs dinleniyor


Tuesday, May 01, 2007

shibumi

"Şansımız varmış, kiraz çiçeklerinin en güzel olduğu üç günün tadını çıkardık. Çiçeklerin vaat günlerinde buradaydık. Henüz kusursuzluğa erişmemiş oldukları günde. Kusursuzluk günleri sonra geldi çattı. Bak artık en güzel hallerinde değiller. Doruğu aştılar bile demek ki bugün anılar günü. Üç günün en hüzünlüsü. Ama en zengini. Bir tür sükun var bugünde. Yok sükun değil... rahatlık var." ....