Wednesday, December 21, 2005

tebrikler valla


Açıkçası ben bu kurtlar vadisinin yapımcılarını senaristlerini tebrik etmek istiyorum, neden mi valla böle bir dizi için sharon stone ve andy garcia ile anlaşıp, teeee holivud'da dizi için iki bölüm çekmişler. Şimdi ise k.v. (malum kurtlar vadisi) 'yi izleyen yurdum insanları büyük bir heyecanla bu son iki bölümü bekliyorlar.
Ayriyeten bir haber sitesinde de polat'a (necati şaşmaz'a) sharon stone onu öptükten sonra"Sakın yanağındaki ruj izini silme. Bir süre yüzünü de yıkama. Sharon Stone tarafından öpülmek kimseye nasip olmaz" diye takılmışmışlar. Haberde bir öpüşme sahnesi için provada 3 çeklimde de 3 kere öpüşdükleri söyleniyor. Hadi bakalım kurtlar vadisi fenleri sizleri entrikalarla dolu yepyeni bir holivuuud çekimi bekliyor.

yor misşiviyıs sıtar mirmir

Saturday, December 10, 2005

kuşum aydın ve seda sayan

geçenlerde bir televizyon programında "kuşum aydın"ı izlerken fark ettim ki. seda sayan'dan sonra botoks yaptıran kuşum aydın, tıpatıp mimikleri, o çıkık(botoks olmasaydı naparlardı) elmacık kemikleriyle ve muhteşem gel öp beni dudaklarıyla tamamen seda sayan gibi duruyordu. tamam çok uzun yıllar beraber yaşayan insanlarda kişilik benzemesinin yanında fiziksel bir benzeme olduğu kanıtlanmış durumda olsa bile. böle botokslarla nereye kadar diyorum ben. çok kesin konştum beu =P.

bugün hava çok güzel ama bir o kadar da ayazlıydı...öss ye çalışan zavallı ben sabahtan derse gittim, akabininde akşam ses eğitimi (şarkı söleme dersim) ve akşamında tiyatro takip etti. şımarık öğrenci ben ve bir benim kadar şımarık hocam olan sevgili pınarcığım bir ara derste olduğumuzu unutuk miyavladık resmen sonra güldük tabi kendimize..." sus sus kedi gibi miyavlama yine " sözüyle kendime gelen ben 'winterlied' adlı parçayı hiç çalişmamama rağmen "bak düzgün sölemezsen haftaya coldplay söletmem sana" tehdidiyle bülbül gibi şakıdım...aferim bana...

neyse bu saçma blog konusuzluktan kaynaklanıor.

böle lapa lapa kar yağsın istiyorum tanrım duy sesimi...


Monday, November 07, 2005

yurdum gençlerinden gelen mesajlar

Şu şahane insanları kaynaştıralım diye kurulan sitelerde üye olan yurdum gençleri her geçen gün daha da "orcinal marcinal" mesajlar atmaya devam ediyor. hayır anlamadığım nasıl bu kadar yaratıcı(!!!) olmayı başarabiliyorlar. Klasik "naber, nasılsın cicim/canim/birtanem/güzel, tatlı bayan? tanışabilir miyiz?" gibi cümlelerin demodeleşmesiyle beraber yaratici gençler daha da etkileyici oldu. Bazen gelen mesajlara katıla katıla gülmemek imkansız. İşte sizlere birkaç örnek;
* merhaba miray ise eğer adın benimde alineler yapıyosun ve rock'n coke nasıl bişi acaaba cok merak ediyorum ama hiç gitme sansım olmadı orda olmak.....bana yazarsan sevinirim adım yukarıda msn: ba......@hotmail.com
bye
=> garip bence

*
Selamlar

bir BOĞA kadını bir başka BOĞA erkeğiyle yazışır mı?
yada tanışır mı?
eğer evetse su......@hotmail.com msn adresini de ekler mi?

Serdar
=>bir insanla konuşmak için aynı burç olmalı tabii, bak bunu bilmiyordum

*
merhaba bana msn adresını yollarmısın senı daha ıyı tanımak ıstıyomm.....
..
=> bir nevi kırmızı başlıklı kız modu sanırsam bu...

*
senle tanışmak istiyorum ilgilenirsen adresi biliyorsun ya kapı ya balkondayım

=>kendini romeo sanan bir türk genci, tanrım yarabbim ne kadar yaratıcı ne kadar ilgi çekici

*
senınle tanısmak ıstıyor kalbım..vallahı benım sucum dııl...
=> o biiir kalpsiz

*
sür beni gözlerinin namlusuna sür aşkından olsun ölümüm........
=> açıkçası hiç mi hiç bişiy anlamadım bu cümleden ben.

Yani ben de kendini süper anlatan dile getiren biri değilimdir ama yane bu kadar da salakça şeyler sölemem bir insana.
neyse bu kadar bu yazı.

Sunday, October 23, 2005

işte size gazeteden bir küpür


moda ilahı marc jacobs ve yeni gözdesi ebru şallı
(defilelerde de görürüz inşallah!!!)

Wednesday, October 19, 2005

bu sefer curnal

Sevgili günlük,
Nasılsın? Ben iyiyim glamourous bir şekilde hayatıma devam etmeyi başarıyorum...Yavaştan kışlık alışverişimi tamamlamış bulunmaktayım dersem olmaz tabi...Yeni feşın kazaklar beni bekler... Yok yok öle alışveriş manyağı olmayacam (truth is oldum bile-shame on me)
Sonunda kendime bir palto bulabildim, istediğim gibi klasik kaban türü olmadı biliyorum, öle şeyler bende komik durdu...Bütün mağzalarda şaklaban oldum uzun paltoları giyerken nö nö nöö olmuyor napalım, neyse bulduğum palto yine roxy, açıkçası ben beğendim. Annem üşümezsin umarım bununla dedi(yine haklı çıkmamalı..)
Neyse son zamanlarda hayatıma bir yenilik katayım die düşündükten sonra saçlarımı yine siyaha boyatacağım(ben de goth olmalıyım ben de ben deeee), minik yavru bir kedi aldım(biliyorum son günlerde herkese bunu söylüyorum, bu son bahsedişim olacak...) adını "yoda" koydum... İsim babası tektir birdir isim babası olarak (tek adam). Hatta minik yoda'nın resmini de koyalim bir kenara dursun...
Sonra bir de yeniden şan derslerine başladım "loy loy loy" baya bir eğlenceli geçiyor derslerimde....Senin de bileceğin gibi sevgili günlük şan hocam bana "çok parlak" bir sesin var dedi (hehe). Sanırsam ilk söyliyeceğimiz parca scorpions - wind of change ya da killing me softly olabilir, belki öss'den sonra şan sınavlarına da girerim (bu da bir seçenek)...
bir yıldız doğuyor go go go minikstar, go go go minikstar....
neyse bu blog bugün curnal oldu
yakında yeni bir blogla görüşmek üzre...

Tuesday, October 11, 2005

prof. dr. zekeriya beyaz



eveeet işte ramazan ayıyıla birlikte adını sık sık duymaya başladık muhteşem prof. dr. zekeriya beyazı, geçmişte bir otel odasında porno izlediği ortaya çıkınca "kompile bunlar kompile" diyerek kendisini savunmuştu ve yine her ramazanda olduğu gibi bizi güzel fetvalarıyla bilgilendiriyor... bembeyaz saçlarını siyah-kızıla boyamasıyla dikkatleri de üzerine çeken prof. iftarda cinsel ilişki düşüncesiyle bu aralar yine gündemde, ona göre oruç seksle bile açılabilirmiş... mühim adam bunu doğru buluyorsa oruç tutanlar istedikleri gibi davranabilirler.

saçlarını boyatmasının nedenini ise "gül gibi görünmek" tabiri ile açıkladı...adam gül gibi görünse kaç yazar bu haliyle iyice cizgi film kahramanlarına döndü. son olarak da futbolcuların oruç tutmalarına bir kaç şey söylemiş kendileri: "Futbolcular zorlandıklarını hissettikleri zaman oruç konusunda serbesttirler. Günlüğü 5 milyondan, aylık 150 milyon lirayı ihtiyacı olan birine verirlerse hem sevap kazanır hemde toplumsal dayanışma adına önemli bir adım atarlar." eh haklı tabi...

Tuesday, September 27, 2005

lö bienal perisi miray

evet evet sanat perisi miray bugün kendini bienalin kollarına bıraktı...sabah birisi tarafından ekildikten sonra anca 3 gibi işte başladık bienal rotamıza ilk başta garanti platforma baktık bir sonra da garibaldi binasına, aslında garibaldi binasi da bir bienaldi yane içinde sergi yapmaya gerek yok...orasi bitti biz tünele doğru yürürken bir bayan tarafından durdurulduk robinson'un önünde, hani robinson'un vitrinine iki flat tv koymuşlar ya meğersem onlar amsterdamlı bir sanatçının sergisiymiş, adam önce amsterdam da insanların onar dakikalık portre videolarını çekmiş ve bununla burdaki sergiyi açmış şimdi de istanbul'da ki insanların portre videolarını çekip amsterdam'da sergileyecekmiş...işte bu bayan bize de gelin sizi çekelim derkene bienal'i gezdiğimizi anlayıp, yok yok siz gidip görün bienal'i ben sizi alıkoymıyayım diyerek hayatımıza devam etmemizi sağladı... neyse biz de yolumuza devam ettik, tabiki tünelden şişaneye inerek bilsar binasını ve deniz palas apartmanının içindeki sergileri gezdik. bilsar binasında ki sergi gerçekten eğlenceliydi sanatçı amcamız (ben her zamanki gibi adını unuttum) tebeşir ve markerla duvarlara ironik ironik karikatürümsü şeyler çizmiş istanbul hakkında...


yaa yine her zaman ki gibi sonunu bağlayamadım, bir kaç fotoğraf çektim onları da kısa zamanda şahane blog'uma koyacağım...

medarı iftarınız anlatamama kraliçesi miray

Sunday, September 25, 2005

dur demeliyim

dur demeliyim sanırım artık birşeyler almaya!!! hepsi alışveriş manyağı arkadaşlarım yüzünden oldu, ben ki abartıyı hiç sevmeyen insan (!!!) artık çok abarttığımın farkına vardım. anneme acıyorum valla, allah kimseye bizim gibi iki kız çocuğu vermesin, ikimiz de birbirinden "coco" birbirinden apayrıyız, bırak tarzımızı tipler bile farklı. her neyse...
işte dün gittim sevgili dior makyaj artı bakım gününe, hahaha, bütün cuma depresif olan ben akşam yapılan makyaj sayesinde moralim bir anda yerine geldi, şahane bir maske ile pürüzsüz olan cildim daha da prüzsüzleşti (o maskeyi de almayım), sonra yapılan makyaj ile daha da bir mutlu oldum. hep sarı far denemek isteyen ben sarı ağırlıklı bir makyaj yaptırdım, biliyorum sariyi sevmem ama ne bileyim merak işte, zaten beni o koko halimle görenler de sarının yakışmadığını söylediler, dün aldığım bir öğüt de topuklu ayakkabı giymem konusundaydı, selvi boylu (!!!) bana iyi gidermiş... bu yüzden de bugün kendime m.jane tarzı kahverengi minik bir ayakkabi aldım (evet evet kendi ayağma göre buldum hiç merak etmeyin)...
neyse blogum bugün curnal tarzinda oldu napalim
sevgiler saygılar
benim m.jane papuçlarım var (var var)

Thursday, September 22, 2005

tanrım neler oluyor böyle

aslında pek birşey olduğu yok...öss çalişmalarim başlamıştır, onun dışında arada gezmelerim halen devam etmektedir. örnegin yarın gidip makyaj yaptırıp "coco coco" dolaşacağız haha ne kadar eğlenceli olacak bilemiyorum. bakalım nasıl olacağını yarın göreceğiz...

Monday, September 19, 2005

sarah

evet arkadaşlar, sevgili j.t. leroy'un sarah sını büyük bir sabırla okuduktan sonra bitirmiş oldum. (tanrım nasıl bir cümle bu anlayamadım) herneyse türkçesi de gayet hoştu, lizard'lar yok arazi sürüngenleri vardı, aslında kertenkele de kullanılabilirmiş. bilmiyorum ama kitabı bitirdikten sonra kendimi ucuz bir amerikan filmi izlemiş gibi hissettim, iyi hoş bir nevi otobiyografiymiş ama ne bilim sanırım bu gariplik leroyumuzun gençiğinden kaynaklanıyor, diğer kitapları nasil pek bir fikrim yok.

aman neyse işte, bendeniz sevgili glamourus mischievous starınız odasını dekore etme çabasi içinde iki gün geçireceğim (ikea i adore you) . . .

Saturday, September 17, 2005

pictures


me

ay vana bi e süper sıtar

yo man, one day i will be a superstar like her. do you know her? actually i don't know her too, i know i know i am learning english nowadays eheheh

siii yu den
lav yu may fens
yor misşiviyıs sıtar miray

hitchikers guide to the night

this post is copied from my other blog, anyway i like the comment

yeah yeah yeah, i haven't been sleeping since yesterday morning, i don't know why i did not sleep last night. i feel a little bit dizzy this morning, i hope i can stay awake till night... blah blah blahh

and the faboulus comment:


hi nice to meet u. nice space and nice personality u have. specially ur eyes . keep it up and keep in touch too wish u best luck take care bye allah hafiz

Sunday, August 28, 2005

ilk post

günaydınlar efendim, bu benim ilk blogum çok heyecanlıyım ne yazacağımı bilemiyorum umarım ileride daha da geliştireceğim blogumu sevgiler saygılar herkese