Bugüne kadar istediğim herşeyi elde ettim, gerçekten. Şunu yapmak istiyorum dedim ve yaptım. Bunu almak istiyorum dedim ve aldım. Şuraya gitmek istiyorum dedim ve gittim. Neredeyse bütün rüyalarım gerçek oldu.
Yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim. (Ayrılık yazısı gibi oldu ya neyse, bazen içten teşekkür etmek gerekir insanlara, hatta onları sevdiğini de söylemek...)
Geçen süre zarfında o kadar çok insanla tanıştım ki, anlatamam - aaa bu insanlarla da mı tanıştım dediğim zamanlar oluyor.
Saat sabaha karşı 4, ben beyaz-kadın-çatal-dilli adlı blogda gezerken gördüm kitap kapağı tasarlama sanatı adlı yazıyı.
Murakami'nin kitabı türkçeye çevrildiğinde çevirmenle yayınevinin videolarını izledim. Çevirmen ingilizce çevirilerinde eksikler var diyor. - Bunu bir sonraki yazılara saklıyorum. Neyse.
"Alliance Graphique Internationale"in 2009'da İstanbul'da düzenlediği genel kongresinde tipografi ve kitap kapaklarnının grafik tasarımına dair olan konferansları dinleme şansım olmuştu. Muhteşem insanlarla tanışmıştım. Kariyerlerinin doruklarında ve herşeye rağmen en iyi şekilde üretmeye devam eden grafik tasarımcıları,. Bu işe gerçekten kafa yordukları belliydi. Kitabı okuyorlar, yazarı tanıyorlar ve ona göre kapak yapıyorlardı, özenerek...
İşte Murakami'nin yeni kitabının kapak hikayesinin de böyle olmasını isterdim, ki olmamış gibi gözüküyor.
Şu bi gerçek ki o tasarım kesinlikle BENİ AL MİRAY demiyor (!!!). Murakami'yle tanışmamı sağlayan tek şey Zemberekkuşu'nun Güncesi adlı romanının kapağındaki o renkli zemberekkuşuydu....
Sputnik Sweetheart'ı daha okumadım ama Murakami böyle demiş kitapta: “I dream. Sometimes I think that's the only right thing to do.” / "Hayal kuruyorum. Bazen yapabilecek en doğru şeyin bu olduğunu düşnüyorum."
Have dreams,
Miray.
No comments:
Post a Comment