Duruyorum bazen, hayatımı durduruyorum, hiçbir şekilde ilerletmiyorum. Hayatım öyle bir duruyor ki, sanki çamaşır ipinden düşecek bir paçavra gibi. O kadar çok tüketmişim ki kendimi bazen farkına vardığımda, ben böylemiydim diye düşünüyorum.
Geçen gün de durdu hayatım, okula giderken. Kendimi bir sevgi yumağının içinde buldum birden. Sevgiden, sevmekten, sevilmekten o kadar uzaklaşmışız ki, o kadar sahte duygularla yaşıyoruz ki bazen biz bile farkına varmıyoruz. Neydi beni bir anda kendimden koparan, tramvayda önümde duran çingene teyze ile torunuydu. Okuldan aldığı torunu, ondan sadece elma suyu istemişti... bir de çikolatalı sütler var hani "neskuik" ondan da alabilirsin belki dedi, kadın da "seni okula da kaydettim, artık büyüyüp adam olacaksın, alırım sana sen bir okula git de".
Bir ara gözlerimden akan yaşları engellemeye çalışsam da nafile damlalar bir bir kaçtılar gözlerimden... Sadece konuşuyorlardı birbirleriyle, içten ve bir o kadar da saf, bir an bomboş bir kutuda gibi yaşıyorum sandım. Sevgisiz.
Ben de seviyorum, ve beni de seviyorlar... ama onlar kadar saf değiliz, olamıyoruz, olmak mı istemiyoruz... bilemiyorum.
Sadece bir kutu elma suyu...
No comments:
Post a Comment