Aslında yazacaklarım başlıkla pek alakalı değil ya neyse, başlığım izlediğim şahane anime serisinin "theme song"larından biri, ben çok sevdim sizde sevebilirsiniz.
Sımsıcak bir İstanbul yaşayanları bunaltıyor, Güney Afrikaya gitmeye zorluyor :).
Neyse dün annem "Haydi, yarın piyer lotiye şu yarışı izlemeye gidelim?!"diye bir düşünce öne sürdü. Ben yine mıymıylığımı yaptım tabi. Sabah aradı, hazırlanmamı söledi, nafile ben uyumuşum hı hı dedikten sonra. Yeniden telefon çaldığında canıım rüyalarımdan kalktım :P. Aşşağıda biraz beklettikten sonra inebildim, ehe arabada makyaj seanslarımdan bir tanesini daha bitirdikten sonra sıcağın ve kendine gelememenin somurtkanlığıma büyük etkisi vardı. Biz ki hiç bir zaman bir yere gidip saatlerce oturamayan insanlarız; tabii ki, bunaltırcasına olan bu güzel İstanbul yaz gününde yine aynı şeyi yaşadık. Önce kendimizi bir Haliç Köprü'sünün dibinde kayık cafesinde bulduk, oradan işte birşeyler izlemeye çalıştık, çılgın pilot amcanın küçük uçağıyla akrobasi gösterisini. Öğrendik ki asıl yarış bir saat sonra başlayacak, biz biraz ileriye gidelim dedik, Rahmi Koç müzesinin oralarda yurdum insanı kaynayan bir parkta buluverdik kendimizi, Ahmet Çekirdekyiyengiller ile yarışın ilk bölümlerini izledi, pek bişiy gördük denemez, çünkü geride kalıyorduk, orayı da beğenmeyince daha bir ileri gidelim dedik. Allahtan yanımızda kamp taburelerimiz vardı. İşte üçüncü ve son durağımız olan bir tepede yine yurdum insanı ile birlikte izleme çabaları içine girdik şahane yarışı. Aslında pilot amcalar çok yetenekliler, adrenalinlerinin de etkisiyle bizlerden çok eğlenmişlerdir eminim. :)
İşin acı tarafı, yane hoş güzel enteresan birşey izlemeye giden yurdum insanı yine piknik modundaydı, piknik modunu bıraktım, kayık kafe dışında gittiğimiz çimenliğimisi her yer bir nevi çöplük olmuştu... Yazık gerçekten.
Haydi sağlıcakla kalın...
No comments:
Post a Comment